25 Şubat 2013 Pazartesi

Facebook Üzerine...


İnternette yeni ne var? merakıyla araştırma yaparım coğu zaman. Yine öyle bir gün olmalı, Facebook ile tanıştım. Sene 2007 idi sanırım. İlk zamanlar Facebook, İngilizce dilinde yayın yapıyordu. Bu durum uzun sürmedi. Önce bir uygulamayla dil sorununa cözüm buluyorken, bir süre sonra buna da gerek kalmadı ve Facebook Türkce oldu.

Benim henüz Facebook ile yeni tanıştığım zamanlarda nostaljik paylaşımlar oldukca popülerdi. 80′lerin sonunda, 90′ların başında cocuk olmak dediğim zaman bazılarınız ‘aaa evet’ diyeceksiniz sanıyorum. İlk izlenim olarak şunu söyleyebilirim; okul günlükleri veya hatıra defterleri karışımı, dijital bir şey yapmışlar gibiydi. Bu yeni bir şeydi ama aslında eski pek cok şeyi de barındırıyordu. İnternet klasiklerinden olan forumlar, burada karşınıza farklı bir yorumla sunulmuştu sanki. Yalnız şu var; kimse forumlardaki profillerini bu denli itinayla düzenlemez. Zaten yapıları da buna müsait değildir. İşte Facebook bu yönüyle, yani “profiller” yeniliğiyle karşımızdaydı. Bir başka İnternet klasiği olan MSN de Facebook icinde yorumlanmış olacak, sohbet özelliği eklenecekti, bir de tabi “kişisel ileti” nin farklı yorumlanmış versiyonu olan “durum” diye bir uygulama vardı. Şu meşhur “ne düşünüyorsun” sorusu.

Bir süre sonra Ülkemizde de yaygınlaşmasıyla kendimizi iyice icinde bulduk bu yeniliğin. Önceleri gruplar popülerken daha sonra profiller öne cıktı tekrar. Profillerde hayatınıza dair paylaştığınız ne varsa sizi takip edenler bundan haberdar oluyorlardı. Kim ne yapmış? Facebook hemen duyuruyordu. Herhalde coğumuzun tanıdığı ve pek de tanımadığı kişileri vardır. İşte burada siz tüm bu kişilere hitap eden bir “yüz” sunuyordunuz. Facebook ne kadar sizi yansıtır bu size bağlı. Olmasını istedikleriniz, görmelerini, bilmelerini istediklerinizi paylaşıyor olmalısınız.

İnsanların bu siteden beklentileri veya bu siteyi kullanma bicimleri de farklılıklar gösteriyordur sanıyorum. Bazıları “buraya gülmeye eğlenmeye geldik” gibi bir görüntü sunarken, bazısı “diyeceklerim var” görüntüsündeydiler. Yine ilk zamanlar Facebook ici paylaşımları paylaşmak gibi bir döngü popüler olmuştu. İnsanlar uzun süredir görmediği, görüşmediği tanıdıklarına ulaşıyorlardı. Facebook Gruplarına baktığımızda, enteresan grup isimleriyle karşılaşabiliyorduk. Yine bir süre sonra bu durum da ilgi görmemeye başladı veya daha ciddi gruplar ağırlığını hissettirdi. Daha sonraları ise “Beğen” düğmesi eklendi. Artık haberlere yorum yapmasanız da Beğene basarak bir tepki verebiliyordunuz.

Şimdilerde insanlar daha özgün şeyler paylaşır oldular ama öte yandan sayfalarda görüp, beğendikleri şeyleri de paylaşmayı sürdürüyorlar. Aslında pek cok şey sorgulanabilir. Mesela, bir paylaşımın neden beğenilmesi istenir veya kimler tarafından gelecek tepkiler merak ediliyordur da, bu da nedendir gibi sorular da sorulabilir. Veya bir paylaşımın başkaları tarafından beğenilmesi, yorumlanması ve paylaşılması gercekleşmese de paylaşılması gerekli midir? Daha genel bir deyişle, bir paylaşım neden paylaşılmıştır? Herhalde pek cok paylaşımda amac, karşınızdakiyle bir tür etkileşime gecmektir. Anlık ve yüzeye cıkan tepkiler verilmese dahi, sizi izleyenlere mesajınız ulaşabiliyor. Bir paylaşıma verilen tepki her zaman Facebook’a yansıtılmayabilir. İnsanlar her düşündüklerini söylemedikleri gibi, her duygularını acığa cıkarmadığı gibi her paylaşımınıza da tepki vermeyeceklerdir. Gercek hayatta, yani yüzyüze konuştuğunuz insanlardan anında bir takım tepkiler alabiliyorsunuz. Facebook yüzyüze iletişim gibi değil elbette. Bir yığın insan tarafından izleniyorsunuz. Bir nevi topluluk önündesiniz. Biri sürekli beğeneceğiniz paylaşımlar yapıyorsa, her paylaşımına tepki verir misiniz?

Onca paylaşım, şöyle baktığınızda epeyce gereksiz ve zihninizde yer etmesini istemeyeceğiniz öğelerle dolu. Yaptığımız her işin, attığımız her adımın hesabını vereceğiz. Hayatınızda yer verdikleriniz, vakit ayırdıklarınız önemlidir. Zihnimizi bize bir fayda sağlamayacak şeylerle doldurmaktansa, bir öncelik sıralaması yapsak ve ilk öğrenilecek ve uygulanacaklardan işe başlasak.

1 yorum:

  1. Sayfa düzeni ve yazıların rengi çok harika seçilmiş. İnsanın gözünü yormayacak şekilde.

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlar